8 Şubat 2015 Pazar

9 Mart 2012 Cuma

KADINLARDA İDRAR KAÇIRMA


Kadınlarda idrar kaçırma genelde iki şekilde görülür, birincisi öksürük, hapşırma, ağır kaldırma, merdiven çıkma gibi fiziksel aktivitelerle karrın içi basıncının artmasına bağlı olarak görülen idrar kaçırma, diğeri ise aniden sıkışmaya bağlı olarak tuvalete yetişememe ve sık idrara çıkma şeklinde görülen ani sıkışma idrar kaçırmasıdır. İlki daha çok ileriki yaşlarda ve doğum yapmış olan kadınlarda görülürken, ikincisi her yaş kadın hastada görülebilmektedir. İlkinde tedavide fiziksel aktivite, kegel egzersizi, kilo verme ve en son aşamada ise ameliyat gerekirken, ikinci tür idrar kaçırmalarda ise daha çok ilaç tedavisi işe yaramaktadır.
Hangi kadında idrar kaçırdığı için ilaç tedavisi, hangisinde ise ameliyat gerektiğine karar vermek oldukça önemlidir. Ameliyat teknikleri oldukça gelişmiştir. Çok kısa süreli ameliyatlar ve hastanede kalış süresi ile yüksek başarılar elde etmek mümkün olmaktadır. Elbette bir çok teknik hastalığın durumuna ve kadının yapısına göre, bir de pelvik organ sarkması olup olmadığına göre yapılabilmektedir. Günümüzde artık TOT (Transobturator Tape) ameliyatı ile yüz güldürücü sonuçlar alabilmekteyiz.

9 Şubat 2012 Perşembe

PROSTAT HASTALARI İÇİN KONFERANS

27 Şubat 2012 tarihinde Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde PROSTAT HASTALIKLARI konulu hastalar için eğitim toplantısının konuşmacısı Doç.Dr.Cevdet Kaya olacaktır. Tüm vatandaşlarımızı bekliyoruz.

7 Şubat 2012 Salı

BEL SOĞUKLUĞU HASTALIĞI (ÜRETRİT)

Bel soğukluğu idrar kanalında, cinsel yolla bulaşan bakterilerin oluşturduğu enfeksiyondur. Karakteristik olarak üretra akıntısı ve idrarda şiddetli yanma şikayeti ile kendini gösterir. Akıntının rengi sarı, yeşilimsi veya gri olabilir. En sık görülen iki bakteri türü Neisseria gonorrhoeae ve Chlamydia trachomatistir. 
Bel soğukluğunun kesin tanısı üretral akıntıdan ya da sürüntüden alınacak olan örneğin laboratuar şartlarında boyanması ile gram (-) diye adlandırdığımız özellikteki bakterilerin ortaya konulmasıdır. Ancak herhangi bir şekilde tanısal testler yapılamadığı durumlarda ise ampirik olarak her iki mikroorganizmayı da kapsayan tedavinin verilmesi en uygun tedavi yöntemidir. Yakın zamanda şüpheli cinsel ilişki öyküsü olan ve penisinden sarı-yeşil renkli akıntısı olan, bunun yanında da idrarda yanması olan erkeklere her türlü ihtimali göz önünde tutarak ikili antibiyotik tedavisi başlamaktayız. Bel soğukluğu geçiren erkekler eğer tedavi edilmezlerse kısırlığa yola açabilen testisin üst kısmında enfeksiyona maruz kalabildikleri gibi aynı zamanda ileriki yaşlarında üretra darlığı ile de baş başa kalabilirler.
Bel soğukluğu bulaşıcı bir hastalıktır ve tedavi edilmeden hele hele korunmasız olarak cinsel ilişkiye girmek oldukça sakıncalıdır. Bu erkeklerin kadın cinsel partnerlerinde de pelvik enflamatuar hastalık ve üretrit gelişebilir.
Dolayısıyla bu hastalarda tedavide aceleci olunmalı ve yüksek riskli hastalar zaman geçirmeden tedavi edilmelidir. Cinsel partnerler de tedavi amacı ile değerlendirilmeli ve yakın takibe alınmalıdır.
Bel soğukluğuna benzer şekilde seyreden ve cinsel yolla bulaşan bir çok hastalık vardır ve bunların tedavisi de birbirinden oldukça farklı olmaktadır. Genital bölgede siğil, lezyon yada büyük yaralara yol açan bakteriler veya virüsler yoluyla bulaşan hastalıkların tanınması oldukça önemlidir. Kondilom, frengi ve herpes enfeksiyonları bunlardan bazılarıdır.
Ülkemizde ise bu olguların çoğunluğu kayıt altına alınamadığı için yeni vaka sayısı bilinmemektedir. Ancak korunmasız ve şüpheli ilişkiler yada birden çok cinsel partnerin olması, enfekte birey ile cinsel ilişkide bulunulması temel risk faktörleridir.
Bel soğukluğunda erken teşhis ve tedavi oluşabilecek her türlü komplikasyonun önüne geçmede temel faktördür. Tedavide olgunun derecesi verdiğimiz antibiyotiğin cinsini, süresinini veya sayısını etkilemektedir. Komplike olmamış olgularda tek doz seftriakson yada sefiksim maddesini içeren antibiyotiğin günde bir defa 400 mg alınması yada seftriaksonun yanında 7 gün boyunca doksisiklin hastalara uyguladığımız tedavi yöntemleridir.








1 Haziran 2011 Çarşamba

HİPOSPADİAS AMELİYATI SONRASI BAKIM ÖNEMLİDİR

Hipospadias onarımından sonra uygulanacak olan ideal pansumanının 2 gün süre ile aralıksız olarak kalması gereklidir. Bunun yanında kolayca çıkartılabilir olması tercih edilir. Her ne kadar birçok pansuman şekli önerilmiş olsa da herhangi bir pansuman yapılmaması da bir alternatif olmaktadır. Özellikle çok karmaşık pansumanlardan kaçınıp sadece antibiyotikli krem uygulamak hastanın konforunu artıracak ve ailenin yükünü azaltacaktır. Bunun yanında alternatif olarak uygulanabilen sandviç tipi pansumanda, cerrahi bölge korunmaya alındıktan sonra penis batın alt kısma yatırılarak bastırılır.
Üriner diversiyon genellikle proksimal ve midpenil hipospadias olgularında tercih edilmektedir. Ancak distal penis olgularında gösterilmiş bir yararından çok cerrahın seçimine bağlıdır. Hakim ve ark. tarafından yapılan çok merkezli çalışmada distal onarım yapılan olgularda post-operatif üretral diversiyon kullanılmasının anlamlı bir fayda sağlamadığı gösterilmiştir. 6-8 French hidrofilik kateterlerin neoüretraya yerleştirilip, daha önceden konulmuş olan ve ameliyat boyunca traksiyon amacı ile kullanılan prolen sütür ile glansa sabitlenmesi sıklıkla uygulanmaktadır Üriner sistem enfeksiyonu oranı açık ve kapalı sistemlerde farklı bulunmadığı için, özellikle bezlenen küçük çocuklarda üretral kateterin uç kısmının açık bırakılıp dıştaki beze boşalması sağlanabilmektedir.

10 Ocak 2011 Pazartesi

KISIRLIK (ERKEK NE KADAR SUÇLU?)

Kısırlık nedir?
Kısırlık, herhangi bir korunma olmaksızın 1 yıl süre ile cinsel ilişkiye rağmen çocuk sahibi olunamamasıdır. Birçok çiftin yaşadığı bu sorun toplumda %10-15 arasında görülmektedir.
Sperm hücresi nasıl ve hangi organda oluşur?
Erkekte döllenmeyi sağlayan sperm hücreleri testislerde üretilir. Epididim dediğimiz kısımda da olgunlaşır. Ergenlik ile birlikte başlar sperm üretimi. Beyinden salgılanan hormon testosteron salgılanmasına yol açar. Bu hormon da sperm hücrelerinin olgunlaşmasını sağlar.
Sperm hücresi üretimi hangi yaşlarda olur?
Ergenlik ile birlikte başlar ve sağlıklı bir erkete hayatın tüm evrelerinde devam eder, ancak elbette yaşlılık ile beraber gerek sayı gerekse de hareket bozukluğu başlar.
Kısırlıkta erkeğe ait problemler sık mıdır?
Kısırlık erkek ve kadını eşit ölçüde etkiler yani erkek ve kadına ait problemler hemen hemen eşit oranda görülür. Tüm kısırlık (infertilite) olgularının %40’ında erkek, %40’ında ise kadın sorumludur. Geri kalan kısımda ise her ikisine yada ilişkiye bağlı sorunlar görülür.
Erkeklerde kısırlığa yol açan nedenler neler?
Bir çok hastalık yada sebebe bağlı oluşabilir. Spermin üretim bozuklukları, kanallardaki tıkanıklıklar, travma, hormon bozuklukları, varikosel, enfeksiyonlar başlıca sebeplerdir.

30 Aralık 2010 Perşembe

ERKEN BOŞALMA

Erken boşalma genç erkeklerde (40 yaş altı) en sık görülen cinsel problemdir. Şimdiye kadar değişik tanımlamalar yapılmasına rağmen, en basit olarak, ilişkiye giren çiftin isteğinden önce boşalmasıdır. Basit bir sorun gibi görülmesine rağmen birçok ilişkide değişik boyutta sorunlara yol açabilmektedir.
Her erkekte görülen erken boşalma aynı mı?
Erken boşalma cinsel hayata başlanıldığı zamandan beri devam edebilir ve her ilişkide ortaya çıkabilir, ya da başlangıçta böyle bir problemi olmayan ve kadın orgazma ulaşana kadar boşalmayan erkeklerin başka nedenler ile sonradan cinsel hayatın bozulması ile ve erken boşalmanın başlamasıyla da kendini gösterebilir. Bunları biz tıp dilinde birincil ve ikincil olarak adlandırmaktayız.
Ne kadar sürede boşalma erken boşalma sayılır?
Boşalma sürelerine baktığımızda ise kesin bir süre vermek mümkün olmamaktadır. Bazı araştırmalara göre 5 dakika içinde boşalma olması erken sayılırken, bazen 2 dakikada boşalma erken sayılır. Bazen de daha cinsel ilişkiye giremeden yani vajinaya duhul olmadan erkeğin boşalması erken sayılabilmektedir. Bunlardan hangisi olursa olsun, ilişki sırasında kadın daha orgazm olmadan ya da kadın tatmin olmadan erkeğin istemediği bir anda boşalması erken boşalma sayılabilir.
Erken boşalmada kadının rolü nedir?
Uzun zamanda orgazm olan kadınların eşlerinde ise erken boşalma teşhisini koymak çok güçtür. Bu durumda kadındaki orgazm bozukluğunu tedavi etmemiz gerekecektir. Bu durumda erkeği tedavi etmenin bir faydası olmayacaktır. Zaten eşleri birlikte tedavi etmek daha başarılı sonuçlar vermektedir ve biz de bir psikolog ya da psikiyatr eşliğinde uyguladığımız tedavide her iki eşin de bulunmasını isteriz.
Kadınlarda da Cinsel Problemler Yaşanmakta mıdır?
Elbette. Kadınlarda bulunan cinsel sorunlar çok konuşulamadığı için çok da bilinmemektedir. Cinsel problem denilince hemen erkeğin sorunları akla gelmektedir. Halbuki kadınlarda vajinal kuruluk, ilişki sırasında ağrı, orgazm bozukluğu, tatmin olamama ve vajinusmus dediğimiz ilişkiye girememe gibi çok ciddi sorunlar görülebilmektedir. Zaten kadında bu sorunlardan birisi veya birkaçı varsa erkekte erken boşalmayı tek başına tedavi etmek yersizdir ve başarılı olamayacaktır.
Sertleşme Bozukluğu ile ilgisi var mı?
Penis sertleşmesi ile boşalma çok farklı şekilde çalışmakta ama birlikte uyum içinde olmak zorundadır. Yani penis sertleşmesi boşalma sonrası biter ardından tekrar boşalma olana kadar sertleşme devam eder. Ancak bir kısım erkekte penis sertleşmesi bozukluğu ile beraber erken boşalma yaşanmaktadır. Dolayısı ile de, bu erkekler hem sertleşmeyi uzun süre sağlayıcı hem de boşalmayı geciktirici şekilde tedavi edilmelidir.
Erken Boşalmanın yaş ile ilgisi var mı?
Genç erkeklerde daha ileri yaşlara göre daha sık görülmektedir. Bunda cinsel tecrübenin etkisi, cinsel eğitim ve kişinin kendini tanıması oldukça büyük rol oynamaktadır.
Kemotörapatik İlaç Sisplatin Erkek İnfertilitesine Yol Açıyor
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Üroloji ABD tarafından yapılan çalışmada kemoterapi tedavilerinde oldukça sık kullanılan sisplatinin Y kromozomunda bulunan testise özgü protein üzerindeki etkisi araştırıldı. Urology dergisinde çıkan makalede Prof.Dr.Türkeri ve ark. sıçanlar üzerinde yaptıkları deneysel çalışmada, kontrol grubuna kıyasla sisplatin alan deneklerde belirtilen protein ekspresyonunun azalmış olarak bulunduğu ve bunun da erkek infertilitesi için başka bir mekanizma olabileceği belirtildi